koyacak

koyacak
озвонч. -ğı
вмести́лище (чего-л.)

dolap, sandık, sepet, tabak, bardak, kafes, kutu birer koyacaktır — сунду́к, корзи́на, ми́ска, стака́н, кле́тка, коро́бка - всё э́то вмести́лища разли́чных предме́тов


Türkçe-rusça sözlük. 2013.

Игры ⚽ Нужно сделать НИР?

Смотреть что такое "koyacak" в других словарях:

  • koyacak — is., ğı İçine öteberi koymaya yarayan şey …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • F-Typ-Gefängnis — Als Typ F Gefängnis oder amtlich Geschlossene Typ F Hochsicherheitsstrafvollzugsanstalt (türk. F tipi cezaevi / F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu) werden im türkischen Strafvollzugsrecht Hochsicherheitsgefängnisse bezeichnet.… …   Deutsch Wikipedia

  • F Tipi Cezaevi — Als Typ F Gefängnis oder amtlich Geschlossene Typ F Hochsicherheitsstrafvollzugsanstalt (türk. F tipi cezaevi / F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu) werden im türkischen Strafvollzugsrecht Hochsicherheitsgefängnisse bezeichnet.… …   Deutsch Wikipedia

  • F Tipi Cezaevleri — Als Typ F Gefängnis oder amtlich Geschlossene Typ F Hochsicherheitsstrafvollzugsanstalt (türk. F tipi cezaevi / F Tipi Yüksek Güvenlikli Kapalı Ceza İnfaz Kurumu) werden im türkischen Strafvollzugsrecht Hochsicherheitsgefängnisse bezeichnet.… …   Deutsch Wikipedia

  • bıçaklık — is., ğı 1) Bıçak koyacak yer 2) sf. Bıçak yapmaya elverişli (maden) …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • lambalık — is., ğı 1) Eski evlerde lamba koyacak veya takılacak yer 2) sf. Bir lambanın alabileceği kadar Bir lambalık gaz yağı …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sandalye — is., Ar. ṣandaliyye 1) Arkalıklı, kol koyacak yerleri olmayan, bir kişilik oturma eşyası Sandalyelerimizden doğrulduk, el sıktık, yer gösterdik. R. H. Karay 2) mec. Makam, koltuk, mevki Bunların gençliğe karşı aldıkları vaziyeti ben biraz… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • sedir — 1. is., Ar. ṣadr Kol koyacak yeri olmayan, arkalıksız, üstü minderli ve yastıklı olabilen kerevet, divan Bizi geniş sedirlerle çevrilmiş keten örtülü bir büyük odaya aldılar. B. Felek 2. is., bit. b., Lat. Kozaklılardan, çiçekleri sarı veya açık… …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • gümrük koymak — engel olmak, kısıtlamak Yalnız hareketlerime değil, sözlerime de gümrük koyacak. R. N. Güntekin …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • falso yapmak — yanlış davranışta bulunmak Yeteneksizliğini ortaya koyacak bir falso yapmaktan korkuyordu. Ç. Altan …   Çağatay Osmanlı Sözlük

  • ALİKA — İçine birşey koyacak torba. * Yem …   Yeni Lügat Türkçe Sözlük


Поделиться ссылкой на выделенное

Прямая ссылка:
Нажмите правой клавишей мыши и выберите «Копировать ссылку»